PLASTİK SANATLAR »> Müzede Türk tarihinin en değerli hazineleri yatıyor. İ İstanbul'un Fethi'nden Anafartalar'a Türk ve dünya tarihinden pek çok savaş sahnesini kendi el işçiliğiyle canlandırdığı Hisart müzesinin kurucusu iş insanı Nejat Çuhadaroğlu,"İnsanlık tarihinden savaşları çıkarırsan geriye fazla bir şey kalmıyor. Araştırmışlar, 12 bin yıllık insanlık tarihinde sadece 150-200 yıllık barış dönemi olmuş," diyor. "Geçmişimizi öğrenelim diye bu müzeyi kurdum" MERVE ERTUTUNCU merveertutuncu@gmail.com stanbul Çağlayan Adalet Sarayı'nın arka sokaklarında Iyürüyoruz... Esnaf lokantalarının, oto tamircilerinin arasından geçip bir binaya giriş yapıyoruz; adı Hisart. Dışarıdan kendini belli etmeyen bu yer, şaşkınlık verici. Bu beş katlı enteresan yerde belki de Türk tarihinin en değerli hazineleri yatıyor. Müzenin kurucusu Nejat Çuhadaroğlu ile röportaj yapmak için en üst kata çıkıyoruz, bizi sonsuz bir yaşam enerjisiyle karşılıyor. Sohbet uzadıkça uzuyor, Türk tarihinin derinleri, siyaset, kuantum, varoluş derken sanattan bir hayli uzaklaşıyoruz. Türk milletinden şikâyetçi, çünkü kimse kendi tarihf değerlerinin farkında değil, sahiplenmiyor. Bir bakıma haklı da... Tek başına yarattığı dünyada Osmanlı ve Türk tarihine dair pek çok perdeyi kendi eliyle canlandırıyor, yazıyor ve anlatıyor. Tarihf değerleri yaşatmak için bir tür mücadele veriyor. Bu derin çabayı, hak ettiği yere taşımak ve daha fazla kişiye ulaştırmak istiyor. Hisart adı nereden geliyor? Müzenin ismi üzerine çok düşündüm. Hisart, Historical Art'tan geliyor. Bu topraklarda Türk tarihine ilişkin bu kadar zengin ve farklı, uzun bir donemi içeren başka bir müze de yok zaten. Sergileme, teşhir ve tanzim şekliyle de öyle, eşsiz. Hatta dünyada yok böyle bir örneği. Hisart'ta Doğu Roma, Selçuklu, Osmanlı, 1. Dünya Savaşı, 2. Dünya Savaşı, Vietnam Savaşı ve Kıbrıs Barış Harekatı ve hatta günümüze kadar gelen birtakım savaş ve çatışmaların da olduğu pek çok önemli tarihf olayı işleyip tek çatı altında topladık. Daha çok askeri müze olarak düşünmüştüm burayı ama bazı detayları göz önünde bulundurunca... Askeri müzelerin çoğu arkeolojiye girmiyor, dünyada da bu böyle. Askeri müzelerde de silahlar var, sosyal ve kültürel hayatı ifade eden objeler daha karmaşık bir biçimde sergilenir. Çok eski çağlardan bugüne gelen medeniyetlerin kalıntılarını bulamazsınız. Mesela bir arkeoloji müzesinde de Romalı bir askerin miğferlerini, kılıçlarını göremezsiniz. Burada inanılmaz bir farkındalık yaratıyoruz; sergilediğimiz fotoğraflar, tablolar, /S Çuhadaroğlu, Hisart'ı aynı zamanda bir savaş tarihi araştırma enstitüsüne dönüştürmeyi istiyor. Milliyet SANAT I NİSAN - MAYIS 2020 PLASTİK SANATLAR »> |^İ|flG k 1 v ||| i 4»^ Müzede Türk tarihinin en değerli hazineleri yatıyor. P?" "Geçmişimizi öğrenelim diye bu müzeyi kurdum" stanbul Çağlayan arka sokaklarında ^ fi Iyürüyoruz... Esnaf lokantalarının, oto tamircilerinin arasından geçip bir binaya giriş yapıyoruz; adı Hisart. ^^^UUl Dışarıdan kendini belli etmeyen bu yer, şaşkınlık verici. BjB değerli yatıyor. Müzenin kurucusu Nejat Çuhada- ^» varoluş derken sanattan bir hayli uzaklaşıyoruz. Türk milletinden şikâyetçi, çünkü kimse kendi tarihf değerlerinin farkında değil, sahiplenmiyor. Bir ba- W-4 kıma haklı da... Tek başına yarattığı dünyada Osmanlı ve Türk tarihine dair pek çok perdeyi kendi eliyle canlandırıyor, yazıyor ve anlatıyor. Tarihf değerleri yaşatmak için bir tür mücadele f ^4 veriyor. Bu derin çabayı, hak ettiği yere taşımak ve daha fazla kişiye ulaştırmak istiyor. işleyip tek çatı altında topladık. çuhadaroğlu Hisart'ı aynı Hisart adı nereden geliyor? Daha çok askeri müze olarak düşünmüştüm burayı ama zamanda bir Müzenin ismi üzerine çok düşündüm. Hisart, Historical Art'tan bazı detayları göz önünde bulundurunca... savaş tarihi geliyor. Bu topraklarda Türk tarihine ilişkin bu kadar zengin Askeri müzelerin çoğu arkeolojiye girmiyor, dünyada da bu araştırma ve farklı, uzun bir dönemi içeren başka bir müze de yok za- böyle. Askeri müzelerde de silahlar var, sosyal ve kültürel ha- enstitusune ten. Sergileme, teşhir ve tanzim şekliyle de öyle, eşsiz. Hatta yatı ifade eden objeler daha karmaşık bir biçimde sergilenir. dt>nu§turmev| dünyada yok böyle bir örneği. Hisart'ta Doğu Roma, Selçuklu, Çok eski çağlardan bugüne gelen medeniyetlerin kalıntılarını IStlVOrOsmanlı, 1. Dünya Savaşı, 2. Dünya Savaşı, Vietnam Savaşı ve bulamazsınız. Mesela bir arkeoloji müzesinde de Romalı bir Kıbrıs Barış Harekâtı ve hatta günümüze kadar gelen birtakım askerin miğferlerini, kılıçlarını göremezsiniz. Burada inanılmaz savaş ve çatışmaların da olduğu pek çok önemli tarihf olayı bir farkındalık yaratıyoruz; sergilediğimiz fotoğraflar, tablolar, Milliyet SANAT I NİSAN - MAYIS 2020
K , pek çok tarihî olayı tek çatı altında toplayan e5si2 bir müze. heykeller ve objeler yetmiyor, küçük ve büyük boyutlu maketlerle tarihi olayların birebir canlandırmasını yapıyoruz. Diyelim ki İstanbul'un Fethi'nin, Çanakkale Savaşı'nın hem maketini hem de canlandırmalarını aynı anda görürken hem de o savaşlarda bulunmuş Fransız, Alman, İngiliz ve Anzak askerlerini de görüyorsunuz. Bu müzede eşi benzeri olmayan pek çok detay var. Uç ay önce Hermitage Müzesi'nden yetkililer gelip Osmanlı, Türk tarihine dair böyle bir koleksiyon daha önce görmedik bizde bile yok dediler, hayran kaldılar. Peki, siz bu koleksiyonu oluşturmaya nasıl başladınız? Bunun nedeni pek çok farklı disipline ait bilginin bende bir arada olması. Koleksiyoner kimliğim de var ama ben kendimi bir koleksiyoner olarak görmüyorum. Çünkü birbiriyle ilgili, ilişkili şeyleri hatta ihtiyaca göre bir arada topluyorum. Ben bir seri pul koleksiyonu yapmıyorum. Tabii benim yaptığımı yapabilmek için çok ciddi araştırmak, okumak ve öğrenmek gerekiyor. Bir de ülkemizde kendi tarihimize ilişkin doğru düzgün kaynak, referans yok. Türk ve Osmanlı tarihi diyorsunuz, Selçuklu'dan bahsediyorsunuz, bu dönemlere ait obje ve eserleri anlatan kaynak yok. Dünya böyle değil ama Özellikle Avrupalıların kendi tarihlerini anlatan kaynaklara ulaşma konusunda böyle bir rahatlıkları var. Evet, Macar bir arkadaşımın ailesine yemeğe gitmiştim. Aile yemek sırasında Macar tarihini gururla anlattı ve arkadaşımın annesi, kendi yaptığı yemeklerin tarifini anneannesinin yüzyıllık tarifi olduğunu, eski yıpranmış Smü i ffr1 i t5t*h|9k İS .- •'J*r-: ¦ 1 9A *%ıSK'V^aflnQflHSSnHl'-vr^ıi9ı 1/# MmnHK;N - -.-¦Arryg^u - . .Iıfr-;-. ~-yy-- TMfci» *it ¦Hontiy%ı Bn jp ^ Wm ~1îİİ5^B ^^¦?BıEreffiıruflıEıMroilBfllI«ıH8iDEB^ffqlFnflB^Ero^ BlSglliSBiM heykeller ve obFler yetmiyor, Jyaplyomz. —" ¦|H||H||H 1 lerle tarihi olayların'^ ^ sava,,'- hent makednı |j|İijg|l» k, ' Fethi nın, Çan** hem de o sa- I hem de c^land'^"™ ^maa. İngiliz ve Anzak aske^ vaşlarda bulunmuş Fransız, pek ç0k ¦İMM 1 de görüyorsunuz. Bu Müzemden yetkililer ge- I -tav var. Oç . ^ b, «n daha önce |||H 1 Pit, ;ı!t.ı j :, j HDSBsbmmI 1 Bunun nede™ ^de var ama ben kendimi bir pj§P||jB« ,,. • :-¦.' ¦HBBpBB™ şeyleri hatta ihtiyaca göre tor ^enim yaptığımı yapabil- Util§miMmmmmmm^ H koleksiyonu .. . ^ lMİİPİtlMi|İlltIll)l 2İ Lk için çok ciddi ar^^ ^™™™mH||H|g| yo, Bir ^ «—^t-lı tarih, diyorsun., * gllİfflllffll[llIİIIİllia kaynak, referans yok. T ^ ^ obje ve erleri KSBgBBi|H çuklu'dan bahsediyorsun^ _ . , : BWS#M^İPİPİİİİ|MW anlatan kaynak yok. u|^a . : H||n|nn|g|n^ kendi tarihlerini anlatan kayn MBHMHMMİfflIlll boyie bir rahatlıkları var. Macar Ur ^ Wte yemek sırasında Maca ^ yemeWefin tarrtmı "" ¥'P'anm,S Milliyet SANAT I "MÜZEY^TARlHf YARIMADA Y. ^ ~""~ TAŞIMAK İÇİN DEVLETİN İLGİS BEKLİYORUM" Bu müzenin Türk tarihine, topluma ne tur katkıları olacağını düşünüyorsunuz? Bir defa müze gezme özürlü bir ülkeyiz, nasıl dolaşacağımızı dahi bilmiyoruz, inşallah kısa süre* Öğreniriz. Çünkü zamanla her şey düzelir derler a öyle bir vaktimiz de yok. Onun için ben müzeyi bı lokasyondan daha çok yakışacak bir konuma taşır istiyorum -bunu her gelen de söylüyor zaten-böyle muhteşem bir koleksiyonun tarihTyarımadada sergilenmesi gerekiyor. Bir de savaş tarihi araştırırı enstitüsü kurmak istiyorum. Hisart'ın sadece zryar« edilen bir müze değil, aynı zamanda bir kültür kompleksi hâline gelmesini, eğitim veren bir ilim yeri olmasını istiyorum. Kütüphanesi, konferans salonları, kendine has yayınları olan. Yurt içi ve yun dışında sergiler açmak için ciddi çalışmalar yapıyoru pek çok kişi ile temas kuruyorum. 8u konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı'nın da daha ilgili olmasını bekliyorum. Türkiye'nin dünyaya bedel turizmi var, tarihfvar ama Türkiye'ye gelen turist sayısı Paris'in yansı kadar. Neden, doğru düzgün tanıtım çalışmala yapılmadığı için. Bir film yapılsın, Holyvvood'dan birileri getirilsin, yok boş boş oturup bekliyoruz. Ödenek yok, hep aynı cevap. O zaman o bakanlıklar da kapatılsın, müzeler de kapatılsın. Medrese açalım, gece kulübü açalım. Dünya markamız nedir kültür turizmi adına? Biraz Ayasofya, biraz Kapadokya, bira; Efes, Türk hamamı, Türk kebabı, Türk lokumu, Türk kahvesi, deniz-kum-güneş... Dansöz. Bunlar mı? Bu kadar mı Türkiye? Cumhuriyet'in nerdeyse 100. yılına giriyoruz ama bu ülkenin İstiklal Harbi Müzesi yok... Söyleyeceklerim bu kadar. Tn^
kâğıtlardan bana göstermişti. Avrupalılar kendi kültürlerini benimsiyor, sahip çıkıp sonraki nesillere aktarıyorlar. Biz Türkler öyle değiliz. Ne düşünüyorsunuz bu konuda? Hepsi geçmişten gelen alışkanlıklarımız, davranışlarımız ve eğitim sistemimizdeki eksikliklerden kaynaklanıyor. Eskiden beri saklayan, koruyan bir millet değiliz maalesef. Çok sevdiğim tarihçi IIber Hoca'mın (Ortaylı) bir lafı var: "Türkler tarihi yapar ama yazmaz, aynı zamanda okumaz, öğrenmez de." Şimdi en büyük sıkıntı burada işte. Bu müzeyi kurmamdaki sebeplerden biri zaten bu, Türk milletinin kendi tarihini, geçmişini öğrenmesi gerekiyor. Sadece kendi tarihini de değil, dünya tarihini de öğrenmesi gerekiyor. Niye biliyor musunuz? Yine İlber Hoca'mın bir lafı; "Dünya insanlık tarihinden Türkleri soyutlayarak bir tarih yazamazsınız." Türkiye dünyanın merkezidir, jeopolitik, kültürel, tarihi, siyasi ve ekonomik olarak. Böyle olduğu için de zaten geçmişe baktığınızda bu topraklardan dünya medeniyetlerinin ortaya çıktığını görürsünüz. Türk milleti olarak üzerinde yaşadığımız coğrafyanın kültürel, tarihsel zenginliklerinin hâlâ farkında olmayan bir milletiz maalesef ki! Yakın zamanda Urfa Göbeklitepe'deydim, dört yıldır kazı yapılmadığını, çalışmaların durdurulduğunu öğrendim ve şok oldum. Muhteşem kültürel zenginliklerimizin 10'da birini bile kullanamıyoruz, sahip çıkmıyoruz. Devlet ve özel müzelerinin de artması ve nitelik olarak da daha iyi hâle getirilmesi şart. Ben tarih bilincinin çok ciddi bir şekilde ele alınmasını arzu ettiğim için de bu müzeyi kurdum. Tarih, en az matematik, fizik, kimya kadar hatta daha fazla önemlidir. Tarih o milletin hafızasıdır, karakteridir. Mesela sizin hafızanızı silelim o zaman siz bir hiçsiniz. Sizi siz yapan geçmişte yaşadığınız deneyimler, tecrübeleriniz ve öğrendiklerinizdir. Ancak bu şekilde belirli bir olgunluğa erişirsiniz. ¦ ' —i Sizdeki bu bilgi birikiminin kaynağı aileniz mi? Annem Akademi'nin Resim Bölümü'nden mezun, babam da yüksek mimar; Mimar Sinan, yani babam da Akademi'den... Dolayısıyla bende de genlerden gelen, ciddi bir yaratıcılık, hayal gücü ve resim, heykel yapma yeteneği var. Bu yeteneği de geliştirerek müzedeki teşhir-tanzimler olsun, buradaki tüm canlandırma ve maketler olsun hepsi tek tek benim elimden geçmiştir ve bizzat çoğunu da kendim yaptım. Bu da dünyada bir tek. Dünyada hiçbir özel müze sahibi, müzesine bu şekilde bir katma değer katmış değildir. Müzelerin pek çoğu sanat danışmanları ve küratörlerden seçki oluşturulması için destek alıyorlar. Benim danışacağım insan bile yok. Yani bu malzeme nedir diye sorabileceğim çok az insan var, onların da bilgi ve tecrübeleri çok sınırlı, savaş tarihi konusunda. Niye savaş tarihi diye sorarsanız maalesef ki insanlık tarihinden savaşları çıkarırsan geriye fazla bir şey kalmıyor. Araştırmışlar, 12 bin yıllık insanlık tarihinde sadece 150-200 yıllık barış dönemi olmuş. Peki, bu savaşların ana nedeni anaerkil toplum düzeninden ata-erkil toplum düzenine geçişimiz olabilir mi? Hayır, bu konuda kadın olsun erkek olsun fark etmiyor. Tabii ki kadınlarla erkekler arasında ciddi farklılıklar var, DNA'ları da farklı bir defa. Ama her canlıda, böcekte, mikropta bile ne var biliyor musunuz, hayatta kalma içgüdüsü. Devamlılığı sürdürme amacı var. Devamlılığını sürdürmek için ne gerekir? Üremek gerekir, beslenmek gerekir; beslenmek ve üremek için de ortamını ona göre oluşturman gerekir. İşte sıkıntı burada başlıyor, mücadele, hırs bir nevi savaşmak burdan geliyor, senin DNA'nda var çünkü. O genin de bir gün yok olursa ne olur, sen de yok olursun. İşte korkunç ikilem bu bana göre. ms Müze, aynı zamanda tarihî olayların birebir canlandırmasını da yapıyor. Milliyet SANAT I NİSAN - MAYIS 2020 kâğıtlardan bana göstermişti. Sizdeki bu bilgi birikiminin kayna- ( Avrupalılar kendi kültürlerini ğı aileniz mi? Müze, aynı benimsiyor, sahip çıkıp sonraki Annem Akademi'nin Resim Bölü- zamanda tarihî nesillere aktarıyorlar. Biz Turk- mü nden mezun, babam da yüksek canlandırmasını ler öyle değiliz. Ne düşünüyor- mimar; Mimar Sinan, yani babam dayapıyor sunuz bu konuda? HSEHK da Akademi'den... Dolayısıyla bende Hepsi geçmişten gelen alışkan- de genlerden gelen, ciddi bir yaralılarımız, davranışlarımız ve eği- tıcılık, hayal gücü ve resim, heykel tim sistemimizdeki eksikliklerden yapma yeteneği var. Bu yeteneği de kaynaklanıyor. Eskiden beri sak- geliştirerek müzedeki teşhir-tanzimler layan, koruyan bir millet değiliz ' ! olsun, buradaki tüm canlandırma ve maalesef. Çok sevdiğim tarihçi II- I maketler olsun hepsi tek tek benim ber Hoca'mın (Ortaylı) bir lafı var: I elimden geçmiştir ve bizzat çoğunu "Türkler tarihi yapar ama yazmaz, l c'a kendim yaptım. Bu da dünyada bir aynı zamanda okumaz, öğrenmez ' ! tek. Dünyada hiçbir özel müze sahibi, de." Şimdi en büyük sıkıntı bura- ' müzesine bu şekilde bir katma değer sebeplerden biri zaten bu, Türk i ^ milletinin kendi tarihini, geçmişini Müzelerin pek çoğu sanat danış- öğrenmesi gerekiyor. Sadece ken- manları ve küratörlerden seçki di tarihini de değil, dünya tarihini oluşturulması için destek alıyorlar, de öğrenmesi gerekiyor. Niye biliyor musunuz? Yine İlber Benim danışacağım insan bile yok. Yani bu malzeme nedir Hoca'mın bir lafı; "Dünya insanlık tarihinden Türkleri soyut- diye sorabileceğim çok az insan var, onların da bilgi ve tecrü- layarak bir tarih yazamazsınız." Türkiye dünyanın merkezidir, beleri çok sınırlı, savaş tarihi konusunda. Niye savaş tarihi diye jeopolitik, kültürel, tarihi, siyasi ve ekonomik olarak. Böyle sorarsanız maalesef ki insanlık tarihinden savaşları çıkarırsan olduğu için de zaten geçmişe baktığınızda bu topraklardan geriye fazla bir şey kalmıyor. Araştırmışlar, 12 bin yıllık insanlık dünya medeniyetlerinin ortaya çıktığını görürsünüz. Türk mil- tarihinde sadece 150-200 yıllık barış dönemi olmuş, leti olarak üzerinde yaşadığımız coğrafyanın kültürel, tarihsel zenginliklerinin hâlâ farkında olmayan bir milletiz maalesef Peki, bu savaşların ana nedeni anaerkil toplum düzenin- ki! Yakın zamanda Urfa Göbeklitepe'deydim, dört yıldır kazı den ata-erkil toplum düzenine geçişimiz olabilir mi? yapılmadığını, çalışmaların durdurulduğunu öğrendim ve şok Hayır, bu konuda kadın olsun erkek olsun fark etmiyor. Tabii oldum. Muhteşem kültürel zenginliklerimizin 10'da birini bile ki kadınlarla erkekler arasında ciddi farklılıklar var, DNA'ları kullanamıyoruz, sahip çıkmıyoruz. Devlet ve özel müzelerinin da farklı bir defa. Ama her canlıda, böcekte, mikropta bile de artması ve nitelik olarak da daha iyi hâle getirilmesi şart. ne var biliyor musunuz, hayatta kalma içgüdüsü. Devamlılığı Ben tarih bilincinin çok ciddi bir şekilde ele alınmasını arzu et- sürdürme amacı var. Devamlılığını sürdürmek için ne gerekir? tiğim için de bu müzeyi kurdum. Tarih, en az matematik, fizik, Üremek gerekir, beslenmek gerekir; beslenmek ve üremek kimya kadar hatta daha fazla önemlidir. Tarih o milletin ha- için de ortamını ona göre oluşturman gerekir. İşte sıkıntı bura- fızasıdır, karakteridir. Mesela sizin hafızanızı silelim o zaman da başlıyor, mücadele, hırs bir nevi savaşmak burdan geliyor, siz bir hiçsiniz. Sizi siz yapan geçmişte yaşadığınız deneyimler, senin DNA'nda var çünkü. O genin de bir gün yok olursa ne tecrübeleriniz ve öğrendiklerinizdir. Ancak bu şekilde belirli bir olur, sen de yok olursun. İşte korkunç ikilem bu bana göre. ms olgunluğa erişirsiniz. Milliyet SANAT I NİSAN - MAYIS 2020